Kriz Yönetimi
Kriz; sebep ve sonuçları tam olarak bilinemeyen, hızlı bir şekilde ortaya çıkan, zaman baskısı yaratan, şirketlerin performanslarını ve imajını olumsuz etkileme tehlikesi olan, kişilerde stres, baskı ve hatta travmaya yol açan, örgüt ve/veya toplumun zor anlar geçirmesine sebep olan, gerçekleşme ihtimali düşük olup gerçekleştiğinde örgütün varlığını tehdit eden durum olarak tanımlanabilir.
Kriz yönetimi; bir örgütün olası kriz durumlarına karşı önlem alarak insanların sağlığı ve güvenliği ile örgütün devamlılığı ve faaliyetlerine yönelik tehditlerin sinyallerinin araştırılması, tespit edilmesi, değerlendirilmesi; bu tehditlerin etkilerinin azaltılması için hızlı ve etkin bir şekilde mücadele edilmesi şeklinde ifade edilebilir.
Krizler örgütlerin kısa ve uzun vadeli amaç ve planlarını tehlikeye sokmaktadır. Bu sebeple mümkün olan en hızlı şekilde insanlara krizi tanıma, değerlendirme ve yönetebilme yeteneği kazandırmak gerekmektedir. Dolayısıyla kriz yönetiminin temel amacı krizin çözüme kavuşturulması ve örgütün devamlılığının sağlanmasıdır. Ayrıca, kriz yönetimi işletmelerin kriz durumlarından yeni şeyler öğrenerek kendilerini geliştirmesine olanak tanımaktadır.
Birçok birey kriz süreci sonrasında bazı kısa ya da uzun süreli psikolojik belirtiler gösterebilirler. Kısa vadede bu belirtilerin hemen hemen hepsi “olağan dışı bir yaşantıya verilen olağan tepkiler” olarak değerlendirilir. Yani, olayın hemen ardından bireylerin bu tür belirtiler göstermesi normaldir. Birçok birey zaman içerisinde bu belirtilerden kendi çabalarıyla kurtulurken, bazıları ise iyileşebilmek için profesyonel desteğe ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple bireylerin belirtilerinin çok iyi takip edilmesi ve onlara psiko-sosyal destek sağlanması sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi açısından hayati önem taşımaktadır.