Firmanızın;
-
Kamu desteklerine başvuru yapıp yapamayacağına ilişkin bilgi sahibi değilseniz
-
Hangi destek uygulamasının firmanıza uygun olduğunu öğrenmek istiyorsanız
-
Başvuracağınız desteği biliyorsunuz ama başvuru yapmak zor geliyor ise
Bu ders, sorularınızın cevaplarını bulmaya yardımcı olarak süreci oldukça kolaylaştıracaktır. Dersi tamamladığınızda, tüm desteklere ilişkin genel bir bilgi sahibi olacak ve firmanıza en uygun destek programını seçerek gerekli başvuru sürecini kendiniz yönetebileceksiniz
- Docente: Yunus Bilgeiş
✓ Yenilikçi firma kurma ihtiyacına ilişkin farkındalık yaratılması,
✓ Yenilikçi firma kurulma sürecine ilişkin tecrübeler hakkında fikir edinmesi,
✓ Kuruluş ve iş geliştirmeye ilişkin ayrıntılı bilgi edinerek, başarılı bir yenilikçi firma sürecine ilişkin bilgi sahibi olması hedeflenmektedir.
- Docente: Yunus Bilgeiş
Bu eğitimi tamamladığınızda, firmanızın kurumsallaşabilmesi ve piyasalarda kalıcı olabilmesi için; marka seçimi, markalaşma stratejileri, marka yönetimi hakkında bilgi sahibi olacak ve şu sorulara cevap bulacaksınız:
- Neden markalaşmaya gitmeliyim?
- Markamı nasıl oluşturmalıyım?
- Markamı nasıl farklılaştırabilirim?
- Markamı nasıl koruyabilirim?
- Markamı oluştururken ne gibi yanlışlardan kaçınmalıyım?
- Docente: Yunus Bilgeiş
Dersin ilk bölümünde, dış ticarete ilişkin kavramlara değinilecek; dış ticarete yönelmeyi gerektiren hususlara ilişkin bilgi verilecek ve dış ticarete yönelerek gelişen KOBİ örneklerine değinilmiştir.
Dersin ikinci bölümünde, dış ticaret süreçlerine ilişkin mevzuat, kurallar, yazışma teknikleri, piyasa araştırması ve müşteri bulma yöntemleri, teklif hazırlama ve fiyatlandırmaya ilişkin teknikler uygulama örnekleri ve süreçlerle ilişkilendirilerek anlatılmıştır.
Dersin son bölümünde ise dış ticarette karşılaşılması muhtemel bazı sorunlara değinilerek, söz konusu sorunların çözümüne yönelik olarak uzmanların görüşlerine yer verilerek dış ticaretle uğraşan KOBİ’ler için pratik bir çözüm anahtarı oluşturulmaya çalışılmıştır.
- Docente: Saime Bilgeİş
Fikri Mülkiyet Haklarını Eserler üzerindeki haklar ve Sınai Haklar olarak iki bölümde düşünebiliriz.
İnsanın yaratıcı ve kendine özgü faaliyetleri ile ortaya çıkan, roman, şiir, resim, bilgisayar programı, şarkı, makale gibi şekillerde somutlaşan, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda sayılan eser türlerine dâhil ürünler Eser kavramıyla karşımıza çıkar. Bir eserin korunabilmesi için sözü edilen kanun kapsamında İlim ve Edebiyat Eseri, Müzik Eseri, Sinema Eseri ya da Güzel Sanat Eseri Kategorilerinden birine dâhil olması gerekir. Eserin korunması için tescili gerekmez. Eser meydana getirildiğinde, eser sahibi aynı kanunda kendisine tanınan, herkese karşı ileri sürebileceği çoğaltma, yayma, işleme, umuma iletme, temsile ilişkin mali haklar ile eserin umuma arzı, eserde isminin kullanılması ve eserin değiştirilmesini önleme haklarının sahibi olur. Manevi hakların devri mümkün değildir. Aksine sözleşme yoksa tüzel kişiliklerde çalışanların ürettikleri eserler üzerindeki mali hakları kullanma yetkisi tüzel kişiliğe aittir. Eserlere ilişkin mali haklar sözleşme ile devredilebilir. Ancak sözleşmenin yazılı olması ve hangi hakların hangi koşullarda devredildiğinin açıklanmış olması gerekir. Hakların ihlali halinde cezalandırma talebiyle şikâyet ve/veya hukuk davaları açılması mümkündür.
Sınai haklar; marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, coğrafi işaretler, ticari unvanlar gibi ticaret ve sanayiye ilişkin haklardır. Tescil edilerek veya tescil edilmeden hukuken korunabilirler. Marka, bir işletmenin ürün ve hizmetlerinin başkalarının ürün ve hizmetlerinden ayrılmasını sağlayan işaretlerdir. Ayırt edici, çizimle görüntülenebilen ve çoğaltılabilen işaretler tescil edilebilir. Patent ve faydalı modeller, buluşlara ilişkindir. Yeni, tekniğin bilinen durumunu ilerleten ve sanayiye uygulanabilen buluşlar tescil edilebilir. Faydalı modelin tescili için tekniğin bilinen durumunu ileri götürme koşulu aranmaz. Yeni ve ayırt ediciliğe sahip endüstriyel tasarımlar tescil edilebilir. Endüstriyel tasarım ürünün görünümüne ilişkindir. Coğrafi işaretler, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren ad veya işaretlerdir. Bu sınai haklar, yazılı sözleşme ile devredilebilir ya da lisans verilebilir. Coğrafi işaretler de tescille korunur. Mikroçip tasarımları ise Entegre Devre Topoğrafyaları Kanunu ile korunmaktadır. Tescil edilmeyen sınai haklar TTK’na göre haksız rekabetle korunurlar. Sınai haklara tecavüz halinde, marka hakkı ihlali veya haksız rekabette cezai şikâyet, marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, coğrafi işaretler için hukuk davaları açılması mümkündür.
Fikri mülkiyet varlıkları ekonomik kazanç ve gelişme için ticarileştirilebilir. Hakların kullanılması, devri veya lisans verilmesi yoluyla yapılacak ticarileştirmeler, büyümeyi amaçlayan şirketlerin en önemli gelir kaynaklarındandır. Doğru fikri mülkiyet stratejisi ve yatırımları ile şirketlerle birlikte ülkenin ekonomik ve teknolojik gelişimine önemli katkı sağlar.
- Docente: Hasan Bilgeiş
Gelişen teknolojiye ayak uydurabilmek, günümüzde rakiplerinin önüne geçebilmek adına KOBİ'ler için de oldukça önem arz etmektedir. Teknolojiyi yakından takip eden firmaların piyasada daha sıkı tutunabildiği, gelecekte kendilerine daha iyi yer bulabildikleri kaçınılmaz bir gerçek haline gelmiştir. Bu nedenle, KOBİ'lerin kendileri gibi KOBİ olarak piyasada devamlılıklarını yürüten diğer firmaların teknolojiden nasıl faydalandıklarını araştırmaları ve gelişmeleri yakından takip etmeleri gerekmektedir. Siz de bu araştırmaya ilk adımı atarak, diğer firmaların teknoloji ile neler yapabildiğini öğrenmek istiyorsanız, bu ders tam size göre.
Bu ders kapsamında KOBİ'ler arasından seçilmiş 8 adet başarılı firma ile röportaj yöntemiyle Bilgi ve İletişim Teknolojileri deneyimlerini alabilmek için görüşüldü. Siz de bu dersi alarak bu görüşmelerin sonucunda, teknoloji odaklı edinilen değerli KOBİ deneyimlerini öğrenebilirsiniz. Bu sayede siz de kendi firmanızı bir adım ileriye taşımak için neler yapabileceğinize dair ipuçları edinmiş olacaksınız.
- Docente: Yunus Bilgeiş
Bir işletmeye yön veren, onu başarı yada başarısızlığa götüren en önemli öğe insan gücüdür. İşgören bulma ve seçme bir işletmenin insan kaynakları yönetiminde en zor ve en önemli konusudur. Seçme işi doğru yapıldığı takdirde hem işgören hem de işletme kazanç sağlayacaktır.
İşletmede açık bir pozisyon doğduğunda gerçekten dışarıdan eleman almaya gerek var mı? Doğru kişi içeride çalışıyor olabilir mi? İş İlanı nasıl olmalıdır? Açık pozisyon için test ya da simülasyona ihtiyaç var mı? Mülakatta dikkat edilmesi gereken konular nelerdir? İşe alımdan sonra deneme süresinde adayı öylece bırakmak ve gözlemlemek yeterli mi? Tüm bu soruların yanıtlarını bu eğitimde bulacaksınız.
Bir projenin nasıl başlatıldığını ve nasıl yürütüldüğünü hiç merak ettiniz mi? Proje, özgün bir ürün, hizmet veya sonuç elde etmek amacıyla yürütülen, kısa süreli bir çalışmadır. Günlük iş faaliyetleri projelerden farklı olarak, devamlılığı olan, kendi içinde tekrar eden ve sürdürülen işler barındıran süreçlerdir.
Her projede bulunan üç ana sabitin anlaşılması çok önemlidir: zaman, maliyet ve kapsam. Bu sabitlerden birinin değişmesinin, diğerlerinden birini veya her ikisini de etkileyeceği gerçeği unutulmamalıdır. Zaman sabiti proje faaliyetlerinin tamamlanması için gereken zamanı belirtmektedir. Gerekli maliyet, proje faaliyetlerinin uygulama aşamasında belli olup; kapsam sabiti, proje hedeflerini ve amaçlarını gerçekleştirmek için yürütülmesi gereken faaliyetlere kurs sağlar.
Her projenin; bir proje kararı, faaliyeti veya teslim aşamasını etkileyebilen, bunlardan etkilenebilen veya etkilendiğini algılayan paydaşları veya ilgili tarafları vardır. Paydaşlar; sponsor, proje ekibi, proje çıktısı son kullanıcısı, tedarikçi, taşeronlar, hükümet, yerel topluluklar, medya, vs. olabilir. Bir projenin başlatılmasında; proje için, nakit veya ayni, mali kaynakları sağlayacak bir kişi veya gruptan oluşan, bir proje sponsoruna ihtiyaç duyulur. Projenin planlanması ve yürütülmesinden proje ekibi sorumludur. Proje ekibi, faaliyetlerini proje programına göre yürüten ekip üyelerinden ve bir proje yöneticisinden oluşur. Proje yöneticisi, projenin başarısı için tüm sorumluluğu üstlenen kişidir. Başarılı olmak için, belirli bilgi birikimine, becerilere, araçlara ve yönetim tekniklerine sahip olması gerekir.
Projeler, proje yönetimi ilkeleri kullanılmadan da tamamlanabilir. Ancak bu ilkeler kullanılırsa, zaman ve maliyet açısından etkililik daha çok artar. Proje yönetimi, Proje döngüsünün veya beş temel proje aşamasının anlaşılmasını sağlar: Başlatma, Planlama, Yürütme, İzleme ve Kontrol, Kapanış.
Başlatma aşaması, bir projeyi neden başlatmak istediğimize karar verdikten sonra başlar. Projenin başlatılması için geçerli bir nedenin olması çok önemlidir. Böylece projenin, başarılı bir
proje uygulamasıyla tamamlanacak olan hedefi veya olumlu değişikliği belirlenmiş olur. Bu aşamada, daha fazla proje planlaması için tüm temeli oluşturup; proje fizibilitesi, sponsoru, muhtemel ortakları, proje hedefleri ve en önemlisi, proje kapsamını belirlemek durumunda oluruz.
Proje kapsamı paydaşların taleplerine göre belirlenir. Bu nedenle bu taleplerin düzgün bir şekilde bir araya getirilmesi önemlidir. Talep; bir üründe, hizmette veya sonuçta paydaşların ihtiyaçlarını karşılamak için bulunması gereken bir şart veya yeterliliktir. Taleplerin alınması sürecinde, proje yöneticileri paydaşların taleplerini analiz der, zaman çizelgesini ve bütçeyi inceler. Daha sonra, beklentiler ve gerçekler arasında oluşabilecek uyuşmazlıkları belirler. Proje paydaşları projenin kapsamını anlamalı ve bu kapsama bağlı kalmalıdır. Bu durum ancak proje paydaşlarının kaliteli bir iletişim içerisinde, beraber çalışarak kapsamı belirlemeleri ile mümkündür. Paydaşların beklentilerini düzgün bir biçimde karşılamak, destekleyici olmaları açısından önemlidir, çünkü projenin başarılı - veya başarısız olduğunu bildirecek merci bu kişilerdir.
Proje gerekliliklerini belirledikten sonra, proje çıktılarını belirlememiz gerekir. Çıktılar, bir projenin gereksinimlerden doğan; projenin tamamından veya belirli bir kısmından kazanılan başarıdan dolayı üretilmesi veya elde edilmesi beklenen, ölçülebilir ve denetlenebilir verilerdir. Bir sonraki adım, projenin amacını gerçekleştirmesi için ulaşılması gerek proje hedeflerinin belirlenmesidir. Her proje hedefinin, ulaşılabilir olması için, pek çok çıktısının olması gerekir. Bir projede genellikle, projenin amacına başarı sağlayan bir ya da birden fazla hedef ve hedef(ler)e ulaşıldığın belirten çıktılar bulunur. Etkili olabilmek için, her projenin SMART kriterlerine bağlı kalması gerekir. Bu nedenle bir projenin hedeflerini belirlerken, her biri: Belirli, Ölçülebilir, Ulaşılabilir, İlgili ve Zamanla sınırlı olmalıdır.
Paydaşların gereksinimlerini öğrendikten, çıktıları ve proje hedeflerini belirledikten sonra, proje Planlama aşaması için her şey hazırdır. Bu aşamada hedeflere ve çıktılara ulaşabilmek için neyin, kim tarafından, nasıl, ne zaman ve hangi kaynaklarla yapılacağını detaylarıyla belirlemek gerekir. Gerekli bütün proje işlerini yönetilebilir birimlere ayırmak için, İş Dökümü Yapısı kullanılır. Bu Yapı, çıktıların üretilmesini, yapılacak faaliyetleri ve alt faaliyetleri hedefleyen iş paketlerinden oluşan, çıktı odaklı, hiyerarşik dağılımdır. İş Dökümü Yapısı dağılımı tamamlandığı zaman, elimizde projedeki tüm faaliyetlerin bulunduğu bir liste olur ve bu doğrultuda, projenin uygulama aşamasının sorunsuz gitmesi için her iş paketinin, faaliyetin ve alt faaliyetin sorumlularına atamasını yapmamız gerekir.
Planlama aşamasındaki bir sonraki adım proje programının hazırlanmasıdır. Proje programı bize, her bir faaliyetin ne zaman yapılması gerektiğini, bu zamana kadar nelerin yapıldığını ve hangi kısımların tamamlanması gerektiğini söyler. Programın gösterilmesinde en çok kullanılan ve kullanışlı yöntemlerden biri faaliyetlerin zamana karşı şekilde görüntülendiği Gantt şemasıdır. Çıktıların alınmasındaki gayretlerin tümü maliyet koşullarında belirtilebileceğinden dolayı, İş Dökümü Yapısı kapsamındaki tüm faaliyetlerin toplamı projenin toplam bütçesini oluşturur. Bütçe oluştururken iki ana yaklaşım vardır: Toplam bütçe maliyetinin tahmin edilmesinde yardımcı olan yukarıdan-aşağıya ve alttan-üste yaklaşımı Farklı proje maliyetleri, proje bütçesinde farklı olarak ifade edilmektedir: faaliyetlerin maliyeti, birim işçilik maliyetleri ile çoğaltılan ve materyal maliyetleri ile genişletilen iş yükü olarak açıklanmaktadır. İşçilik maliyetleri süre miktarı (mühendis günleri, adam ayları, vs.) veya mali değer (brüt işçilik maliyeti) olarak ifade edilir ve materyal maliyetleri para birimleriyle ifade edilir.
Planlama aşamasında aynı zamanda risk yönetimi veya risk azaltma süreci yer alır. Risk, olması durumunda, proje uygulamasına olumlu veya olumsuz etkide bulanabilecek bir olay veya koşuldur. Risk azaltma stratejisinin planlanmasının yanı sıra, proje ile ilgili potansiyel riskler
erkenden analiz edilmez ve tanımlanmaz ise, proje her bir program, bütçe ve beklenen kalite açısından tamamlanabilmesi için büyük riske girecektir. Risk yönetiminde öncelikle riskleri belirlememiz, daha sonra proje hedeflerine yönelik tehditleri azaltmak ve fırsatları geliştirmek için, bunların projeye etkilerini değerlendirmemiz ve riskleri azaltmamız veya seçenekler ve eylemler geliştirmemiz gerekmektedir.
Genel planlama çıktılarının tümü (kapsam, bütçe, program, vs.) Proje planının bir parçasıdır. Bu proje planı, en azından proje ekibinin ve kilit paydaşlarının onaylaması ve kabul etmesi gereken bir belgedir.
Proje Yürütme Aşamasında, proje ekibi ve Proje Yöneticisinin dikkati proje faaliyetlerinin planlanmasından, yapılan işlere katılmaya, bu işleri gözlemlemeye ve analiz etmeye yönelir. Bu aşama aynı zamanda uygulama aşaması olarak da bilinir ve daha önceki aşamada planlanan Proje bu noktada faaliyete geçirilir.
Proje İzleme ve Kontrol Aşaması, Proje Yürütme Aşaması ile paralel gider ve böylece proje çalışmaları yürütülürken, uygun düzeyde gözetim ve düzeltici eylem uygulanarak proje izlenmiş ve kontrol edilmiş olur. Bu aşamada paydaşların izleme beklentilerinin çok önemli olduğu kısmı da unutulmamalıdır. Proje hedefleri istenilen kaliteyi karşılamak zorundadır. Bu kalite, proje kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşılayabilirken bizlerin de altından kalkabileceği bir kalite olmalıdır. Gerekenden daha yüksek bir kalite, özellikle daha yüksek maliyetlerle sonuçlanırsa, müşterileri veya kullanıcıları memnun etmeyecektir. Dahası, gereksiz maliyetlerin düzeltilmesi mümkün değildir. Çalışmalar yürütüldükçe, bazı değişiklikler talep edilebilir. Bu değişiklikler proje kapsamının, süresinin, bütçesinin veya işlevinin değiştirilmesini talep edebilir ve Değişiklik talebi olarak adlandırılan resmi bir belgeye dâhil edilmesi gerekir.
Bir projenin başarısız olmasında pek çok neden vardır ve başarısız olan her projenin kendi içinde sorunları bulunur. Ancak genellikle bu sorunlar şu başarısızlık kategorilerine ayrılır: zaman yönetimi, maliyet yönetimi, kapsam yönetimi ve kalite yönetimi.
Proje Döngüsüne ait son aşama Kapanış Aşamasıdır. Bu aşama nihai çıktıların müşteriye sunulması, proje belgelerinin teslim edilmesi, tedarikçi sözleşmelerinin sonlandırılması, proje kaynaklarının sonlandırılması ve tüm paydaşlarla proje bitimi ile ilgili iletişim kurulması aşamalarını kapsar. Bu aşamanın sonunda, tüm paydaşlarla yapılacak bir kutlama, paydaşların projenin başarısı sonucunda kendilerini iyi hissetmeleri için gereklidir.
- Docente: Mustafa Coşkun